SEÇME YAZILAR                  
Kur'an Meali (D.İ.B) Nükteler
40 Hadis(D.İ.B) Rüya Tabirleri Örnek Sözler(N.Yaşar) Kütübü Sitte Sâlih ve Sâdıklarla Beraber Olmak
                                                                                                                       AH ŞU PARA HIRSI

    Temel savaştadır.Komutan askerlerini yüreklendirmek için her düşman askeri kellesine 10 $ vereceğini söyler.Herkes gider, 1-2-3 düşman kellesi getirir.Temel hemen kaybolur; 1 gün, 2 gün, 3 gün... Tam bir hafta sonra bir vagon düşman kellesiyle gelir.Komutan tebrik eder, "Aferin Temel!" der, "Mükemmel savaştın'" Ancak ülke ekonomisi malum, savaştayız.el anlaşalım da sana be 8 $ verelim!" Temel "Olmaaaz komitanum!" der. "Neden olmaz?" diye sorar komutan.Temel atılır: "Komitanum! 10 $'dan aşağı kurtarmaz! Ben zaten tanesini 8 $'a aldım!"
                                                                               

                                                                                                                    SADAKAT ve İHANET

            Roma İmparatoru Sezar Mısır kraliçesi Cleopatra'nın saraylarını savaşmadan fethetmişti.Bu olayda Sezar çok basit ve çok yaygın bir metoda baş vurdu.Cleopatra'nın adamlarından birini satın aldı.Bu kişi, bir miktar altın için sarayların gizli geçitlerini Sezar'a gösterdi ve böylece kan dökülmeden Cleopatra'nın saraylarına girdi.Bu olaydan sonra Sezar haini yanına çağırdı ve vadettiği altınları verdi.Altınları verdiğinde hainin kellesinin alınmasının emretti.Bu olayı izleyen kurmaylardan biri Sezar'a şaşkınlık içinde sordu: "Yüce Sezar! Size Cleopatra'nın saraylarını teslim eden adamı önce mükafatlandırdınız,sonra kellesinin alınmasını emrettiniz.Neden?" Sezar'ın cevabı ibret vericiydi: "Bugün kendi kraliçesini bir miktar altın için sattıysa, beni çok daha az altın için düşünmeden satar.!" Unutulmamalı ki, halkın menfaati şahsın menfaatinin her zaman üstündedir.Tarih sadakat ve ihaneti asla unutmaz.

 

                                                                         İŞTE İDARECİ  

          Ashab-ı kiramın aralarında hayır ve iyilik yapmada çok büyük rekabet vardı.Özellikle Hz.Ebubekir ve Hz. Ömer(r.a) arasında...Kim bir iyilik yaparsa öteki öğrenerek daha fazlasını yapıp onu geçmeye çalışırdı.Bir gün Hz. Ömer Hz.Ebubekir'in halife olduğu zamanda her gün sabah namazından sonra evine dönmeden küçük bir eve girip orada birkaç saat geçirdiğini farketmişti.Günler geçiyor ve yine Emirü'l-mü'minin Hz.Ebubekir sabah namazını bitirip o eve gidiyordu.Hz. Ömer dayanamıyor,Hz.Ebubekir'in o evden çıkmasını bekleyip sonra orada ne yaptığını öğrenmek istiyordu.Bir sabah H.Ebubekir çıktıktan sonra eve girmeye karar verdi.İçeri girince hareket edemeyen ve gözleri görmeyen yaşlı,yatalak bir kadınla karşılaşıp hayrete düştü.Merakla yaşlı kadına her gün evine gelen adamı sordu.Yaşlı kadın cevapladı: ''Oğlum!Vallahi bilmiyorum!O adam her sabah evime gelir,temizler,yemeğimi pişirir,tek bir kelime konuşmadan gider!'' Hz. Ömer dizlerinin üzerine çöküp ağlamaya başlarken şunları söylüyordu:''Ey Ebâ Bekir!Senden sonra gelecek halifeleri çok yordun!''

 
                                                                         AĞIZDAKİ TAŞ  

          Birgün Hz.Ebubekir (r.a) Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) huzurlarında otururken bir adam haddi aşıp kendisine dil uzattı,yakışıksız sözler söyledi.Adam Hz.Ebûbekir'e hoş olmayan sözler saydıkça Efendimiz (s.a.v) birşey demez,tebessüm ederdi.Hz.Ebûbekir o kişi haddi aşınca zarurî olarak hiddetlenip birkaç söz söyledi.Efendimiz (s.a.v)yerinden kalkıp gitti.Hz.Ebûbekir  Peygamberimiz'in ardına düşüp yetişti ve ve dedi ki:''Ya Resûlallah! Niçin bu haddini bilmez gönül incitirken susup birşey söylemediniz?Şimdi ben ona söyleyince kalkıp gittiniz,sebebi nedir?''Efendimiz (s.a.v) buyurdular:''Yâ Sıddîk!O bedbaht sana dil uzatmaya başlayınca Allah bir melek gönderdi ki,o kimseyi karşılayıp kovsun .Sen hemen gadaba gelip konuşmaya başladın.O melek gidip yerine İblis geldi.İblîs -i la'în 'in olduğu yerde ben durmam.!'' Hz.Ebûbekir ondan sonra vakitli vakitsiz söz söylememek için ağzına bir taş koyardı.Ne zaman konuşmak gerekirse ilk önce düşünürdü.Tefekkürden sonra ağzından o taş parçasını çıkarıp ne söz söyleyecekse söylerdi.Sonra o taş parçasını ağzına alıp tesbih ve tehlille meşgul olur,çok lâzım ve efdalse söylerdi.

                                                                                                                ÖZLÜ SÖZLER

                          *Her şeye doğru demek, ahmaklıktır, fakat her şeye de yanlış demek zorbalıktır.(MEVLANA)

                          *Her kimin çatlarsa ar damarı,Allah fena vurur, ona şamarı.(M.IŞILDAR)

                          *Kadının giyiniş tarzı karakter ve şahsiyetinin anahtarıdır.(A.VİTE)  

                          *Kalbi Kur'an hareketi ile dalgalanan,olgunlaşıp değer kazanır.(M.İKBAL)

                          *Bazılarının eli verir gönlü vermez, bazılarının da eli vermez gönlü verir.İkisi de hasistir.(C.ŞAHABETTİN.)

                          *Yazana zahmet vermeyen bir yazı, okuyana da zevk vermez.(SAMUEL JOHNSON)

                          *Hayat bir piyese benzer, önemli olan uzunluğu değil, oynanış tarzıdır.(SENECA)

                          *Aç insan ne mantık dinler, ne adalete kulak verir.(SENECA)

 KELAMDA AZ VE ÖZ SÖYLEMEKLE EMROLUNDUM. ZİRA SÖZÜN HAYIRLISI KISA VE ÖZLÜ OLANIDIR...(HZ. MUHAMMED. (sav))

 
 

                                           

                                              yilmazozturk_57@hotmail.com   gul2.gif (4560 bytes) yilmazozturk_57@hotmail.com